1. Yunanistan’da 1940’lı yıllarda öldürülen komünistlerin gömüldüğü toplu mezar bulundu!
  2. AB silahlanma için kesenin ağzını açtı
  3. TTB: Biber gazı kimyasal silahtır, kullanımı derhal yasaklanmalıdır!
  4. ODTÜ öğrencileri boykotta: ‘Polis varsa, ders yok’
  5. ABD'de Filistin destekçileri, haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle UCLA'ya dava açtı
  6. Ekrem İmamoğlu’na destek paylaşımı yapan iki yurttaşa tutuklama talebi
  7. 5 dakikada şarj olan BYD’nin elektrik motoru da devrimsel!
  8. Son dakika: İstanbul Barosu yöneticilerinin görevine son verildi
  9. MURAT SEVİNÇ: Ekrem İmamoğlu son derece ürkütücü bir adam!
  10. Trump, 6. nesil savaş uçağı F-47’ye geçeceklerini açıkladı



🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Yunanistan’da 1940’lı yıllarda öldürülen komünistlerin gömüldüğü toplu mezar bulundu!

Selanik’teki arkeolojik kazılarda iki toplu mezar bulundu. En az 33 kişiye ait olduğu tespit edilen kemiklerin 1946-1949 yılları arasında katledilen komünistlere ait oldukları açıklandı.

Seyit Aldoğan

aldogan.seyit@gmail.com

Atina — Yunanistan’da 1946-1949 yılları arasında çok sayıda komünistin Yunan gericiliği tarafından katledildiği bilinen ve kabul edilen bir gerçeklik. Sayıları binlerle ifade edilen kayıp devrimci ve komünistlerin akıbetine ilişkin dönem dönem ortaya çıkan kanıtlar bir yandan halk düşmanlarının kan donduran suçlarını, bir yandan da özgürlük için ne kadar ağır bedellerin ödendiğini gösteriyor.

Yunanistan’ın Selanik kentinde bulunan ve Bizans döneminde yapılarak 1800’lü yılların sonunda cezaevi olarak kullanılan Yeni Kule (Eptapirgos) cezaevinin tam karşısında bulunan Ulusal Direniş Anıtı çevresindeki arkeolojik kazılar sırasında iki toplu mezar bulundu. Kazı çalışmaları devam ederken şu ana kadar 33 kişinin iskeleti çıkarıldı.

Yeni Kule cezaevinin 1941-44 yılları arasındaki Nazi işgali döneminde ve arkasından gelen yıllarda işkence ve katliam merkezi olarak kullanıldığı biliniyor. Cezaevi 1989 yılında kapatılarak kültür bakanlığına devredilmişti.

İlk toplu mezar geçen yıl bulunmuştu

Cezaevinin bulunduğu Neapolis-Sikeon bölgesi Belediye Başkanı Simos Daniilidis, ilk toplu mezarın 2024 yılında bulunduğunu ve o zaman 11 iskelet çıkarıldığını açıkladı. Kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Daniilidis, iki toplu mezara daha ulaşıldığını ve 33 iskeletin çıkarıldığını belirtti.

Kazı yetkilisi arkeologların yaptığı açıklamalarda kafataslarında kurşun izlerinin olduğu iskeletler içinde 20 yaşlarında olan genç erkek ve kadınlarda bulunuyor. Ayrıca gelişigüzel açılan çukurlara üst üste ve çıplak atıldıklarının gözlendiği de belirtiliyor. İskeletlerin DNA testlerinin yapılacağı da verilen bilgiler arasında.

Belediye Başkanı Daniilidis toplu mezarların bulunduğu yerde cenaze töreni gerçekleştirileceğini ve anıt mezar yapılacağını açıkladı.

Yunanistan Komünist Partisi karanfil bıraktı

Bu arada olayın duyulması üzerine toplu mezarlara giden Yunanistan Komünist Partisi (KKE) yetkilileri, otuz kadar kayıp ailesi ve eski partizanlar mezarların başında saygı duruşu yaparak kırmızı karanfiller bıraktılar.

KKE’liler katledilenlerin ailelerin bulunması için her türlü çabanın sarf edileceğini de açıkladılar.

Toplu mezarları ziyaret edenlerin arasında bulunan KKE Merkez Komite Üyesi Dimitris Papatolidis, 1946- 1955 yılları arasında Yedi Kule’de en az 400 komünist ve devrimcinin katledildiğini açıkladı.

https://www.evrensel.net/haber/547309- yunanistanda-1940li-yillarda-oldurulen-komunistlerin- gomuldugu-toplu-mezar-bulundu? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

AB silahlanma için kesenin ağzını açtı

AB 2030 yılına kadar askeri harcamalar için 800 milyar avroluk bütçenin ayrılması planını onayladı. Bunun 150 milyar avrosu doğrudan AB tarafından kredilerle karşılanacak.

Yücel Özdemir

Köln - Brüksel’de yapılan Avrupa Birliği (AB) olağan zirvesinde askeri harcamaların rekor düzeyde arttırılmasına karar verildi. Daha önce AB Komisyonu tarafından önerilen, 2030 yılına kadar askeri harcamalar için 800 milyar avroluk bütçenin ayrılması planı, hükümet ve devlet başkanları tarafından onayladı. Bunun 150 milyar avrosu doğrudan AB tarafından kredilerle karşılanacak. Bu da dört yıl içinde Avrupa’daki silah tekellerinin rekor kârlar yapacağı anlamına geliyor.

Alman basınında yer alan haberlere göre silahlanma için asıl olarak Avrupalı silah tekellerine siparişler verilecek. ABD’nin büyük silah tekelleri ise mümkün olduğunda dışarıda tutulacak. Bu kapsamda AB’nin savunma sanayisine yönelik belirlenen şartlar yeniden düzenlenecek.

Rusya’nın bir AB ülkesine de saldırabileceğini iddia eden ve ABD Başkanı Trump’ın Avrupa’nın güvenliği için daha fazla harcama yapmayacağı açıklamasını gerekçe gösteren AB devletlerinin hedefi, 2030 yılına kadar Avrupa’nın güvenliğini ABD’den bağımsız sağlama. Bunun ne kadar hayata geçirileceği ise belirsiz. Zira Rusya ile yakın sınırı olmayan ve Rusya’yı kendileri için tehdit görmeyen Güney Avrupa ülkeleri silahlanmaya onay verseler de belirlenen şartlara hızlı bir şekilde uymayabilir. Bu hafta askeri harcamalarda üst sınırı kaldıran Almanya ise AB’nin kararından memnun. Rusya’ya yakın ve sınır komşusu olan Baltık ülkeleri da daha fazla silahlanma talep ediyor.

Kararda ayrıca Ukrayna’nın güçlü bir ordu kurması için silahlanmasına de destek vermesi de yer aldı. AB’nin silahlanma harcamalarını artırmasına destek veren Macaristan, Ukrayna’ya yardım edilmesine ise karşı çıktı.

Beyaz Kitap: Rusya Avrupa için tehdit

AB tarafından hafta içinde yayımlanan “Beyaz Kitap”ta, Rusya’nın Avrupa için büyük bir tehdit oluşturduğu ileri sürülerek, “Tarih bizi gerekli önlemleri almadığımız takdirde affetmeyecektir” deniliyor. Gerekli önlemlerden sözü edilen ise her açıdan daha fazla silahlanma.

AB zirvesi sonrasında yayımlanan sonuç bildirisinde, askeri harcamaların artırılmasının NATO’ya alternatif bir hamle olmadığı da savunularak, “Güvenlik ve savunma alanında daha güçlü ve yetenekli bir AB’nin, küresel ve transatlantik güvenliğe olumlu katkıda bulunacağı ve NATO’nun, üyesi olan devletler için kolektif savunmanın temeli olmaya devam edeceği” belirtildi.

AB’nin 23 ülkesi aynı zamanda NATO üyesi. Avusturya, İrlanda, Kıbrıs ve Malta ise NATO üyesi değil.

Ukrayna’ya tam destek

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy zirveye bağlanarak destek çağrısında bulundu. Macaristan dışındaki 26 AB üye ülkesi Ukrayna’da her türlü desteğin verilmesi konusunda 6 Mart’ta anlaşmaya varmıştı. Zirvede bu karar onaylandı.

Suriye’deki gelişmeler dikkatle izleniyor

AB zirvesinde Suriye’deki gelişmeler de kapsamlı bir şekilde ele alındı. Kürtlerin öncülüğünü yaptığı silahlı güç Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam’da iktidarını kuran cihatçı örgüt Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) arasındaki anlaşma selamlanırken, Lazkiye ve diğer kentlerde Alevilere yönelik katliamlar eleştirildi. Sonuç bildirgesinde konuyla ilgili olarak, “Avrupa Konseyi, Suriye’nin kıyı bölgesinde sivillere yönelik yaygın şiddeti sert şekilde kınıyor ve geçiş hükümetinin, uluslararası norm ve standartlara uygun olarak tüm sivillerin korunmasını ve şiddet faillerinin hesap vermesini sağlamaya çağırıyor. Avrupa Konseyi, özellikle kapsamlı bir geçiş dönemi adaletin uzlaşma yolunda önemli olduğunu belirtiyor” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’deki gelişmelere yer verilmedi

AB zirvesinin sonuç bildirisinde, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ise yer almadı. Zirve öncesinde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen başta olmak üzere birçok AB yetkilisi, gelişmeleri endişeyle izlediklerini açıklamışlardı. Keza Almanya başta olmak üzere birçok ülkenin başbakanı da muhalefete yönelik sindirme operasyonlarını kınayan açıklamalarda bulunmuştu. Buna rağmen, AB’nin ortak bir tutum belirlemesi anlamına gelen sonuç bildirisinde gelişmelerden hiç söz edilmemesi dikkat çekti.

Keza, Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesi, Türkiye’nin AB’nin güvenlik mimarisine dahil edilmesi yönünde kamuoyunda devam eden tartışmalar da sonuç bildirisinde yer bulamadı.

https:// www.evrensel.net/haber/547319/ab-silahlanma-icin- kesenin-agzini-acti? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

TTB: Biber gazı kimyasal silahtır, kullanımı derhal yasaklanmalıdır!

TTB, anayasal hak olan toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde biber gazınını kullanılmasına tepki göstererek; “Biber gazı kimyasal silahtır, kullanımı derhal yasaklanmalıdır” dedi.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde biber gazınını kullanılmasına tepki göstererek biber gazının kullanılmasının derhal yasaklanması gerektiğini belirtti.

Anayasal bir hak olan toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan yurttaşlara yönelik olarak uygulanan şiddet ve kimyasal gazların kullanılmasının kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, kolluk kuvvetinin temel görevinin bu tür barışçıl ve anayasal haklarını kullanan yurttaşların güvenliğini ve esenliğini korumak olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’de son iki gündür Anayasal hakkını kullanan yurttaşlara “biber gazı” olarak adlandıran; uluslararası literatürde kimyasal silah olarak değerlendirilen; gösteri kontrol ajanı olarak değil tamamen kimyasal silah olarak kullanıldığını düşündüren görüntülerin kamuoyuna yansıdığı ifade edilen açıklamada; “1996 yılında 90 ülke biber gazının yasaklanması için Birleşmiş Milletler’de imza vermiştir. 1997’de Türkiye’nin imzaladığı “Kimyasal Silahlar Konvansiyonu”na göre; bu tür ajanların, kapalı yerlerde kullanılması, yakın mesafeden kullanılması veya bir topluluğa çok yoğun olarak kullanılması halinde bu ajanların kimyasal silah olacağı bildirilmektedir. Türkiye’de yaşanan son olayların görüntüleri ve bizzat tanık olduğumuz olaylar “biber gazı”nın gösteri kontrol ajanı olarak değil kimyasal silah olarak kullanıldığını göstermektedir.

Türk Tabipleri Birliği tarafından 2011 yılında yayınlanan “Gösteri Kontrol Ajanları” kitapçığında biber gazının ölümcül etkileri aktarılmıştır ve Türkiye’de meydana gelen ölümler dile getirilmiştir. Türkiye’de hepimizin bildiği gibi Hopa’da öldürülen öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümünün biber gazıyla ilgili olduğu Adli Tıp Kurumu raporları tarafından da net olarak teyit edilmiştir. Musa Dağ, Çayan Birben, Mevlüt Altun, Hacı Zengin, Kazım Şeker bugüne kadar biber gazı maruziyeti sonucu ölen yurttaşlarımızdandırlar” denildi.

Açıklamada son olarak; “Gerek toplum gerekse birey sağlığı açısından çok kötü sonuçlar doğurabileceğini bilimsel kanıtlarla da öngördüğümüz göz yaşartıcı gazlar kimyasal silah olarak değerlendirilmeli ve kullanımları derhal yasaklanmalıdır” ifadelerine yer verildi. (Haber Merkezi)

https:// www.evrensel.net/haber/547321/ttb-biber-gazi- kimyasal-silahtir-kullanimi-derhal-yasaklanmalidir? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

ODTÜ öğrencileri boykotta: ‘Polis varsa, ders yok’

Mücadelemizin yalnızca İmamoğlu’yla değil, antidemokratik uygulamalara karşı olduğu, kampüsümüzde maruz kaldığımız şiddetin kabul edilemezliği ve bu şartlarda derslere odaklanamayacağımız tartışıldı.

Geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu’nun da dahil olduğu 106 kişinin gözaltına alınmasıyla tetiklenen hareketliliğin ODTÜ’deki yansıması, Çarşamba günü 5. yurt önünde başlayıp Eskişehir yolunun kapatılmasından Perşembe gecesi saatler süren polis şiddetine karşı verilen mücadeleye dönüştü.

Perşembe gecesi sonunda yapılan basın açıklamasında, "Polis varsa, şiddet varsa, ders yok' sloganıyla başlattığımız boykot çağrısı çerçevesinde bölümler kendi forumlarını düzenlemeye başladı. Biyolojik Bilimler öğrencileri de bugün öğle saatlerinde, her sınıftan katılımla genel bir forum düzenleyerek, akşam gerçekleşecek Genel ODTÜ Forumu’na kararlarımızı iletmek ve tartışmaları geliştirmek adına bir çağrı yaptı.

'Mücadelemiz tüm antidemokratik uygulamalara karşı bir dayanışma'

Mücadelemizin yalnızca Ekrem İmamoğlu’yla değil, tüm antidemokratik uygulamalara karşı bir dayanışma olduğu; kendi yaşam alanımız olan kampüsümüzde haklarımız için yürürken maruz kaldığımız şiddetin kabul edilemeyeceği ve bu şartlar altında gençliğin derslere odaklanamayacağı tartışıldı.

Bölümdeki hocalarla yapılan görüşmeler sonucunda, Cuma günü yapılması planlanan dört laboratuvar dersi ve bir sınav da dahil olmak üzere çoğu ders iptal edildi. Boykot çağrısı doğrultusunda bunu nasıl gerçekleştirebileceğimiz üzerine konuşuldu. Akademisyenlerle dayanışmak, temsilcilerle polis şiddetine karşı neler yapılabileceğini tartışmak, etkinlikler ve atölyeler düzenlemek, bir haber ağı kurmak gibi konular ele alındı.

Forumun sonunda, Biyolojik Bilimler bölümü olarak dersleri boykot etme kararı aldık ve bu kararı akşam 17.00’de yapılacak ODTÜ genel forumuna da taşıyacağız.

https:// www.evrensel.net/haber/547323/odtu-ogrencileri- boykotta-polis-varsa-ders-yok? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

ABD'de Filistin destekçileri, haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle UCLA'ya dava açtı

ABD'de 30’dan fazla Filistin destekçisi aktivist, kampüsteki protestolar sırasında göstericilerin sivil haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle California Üniversitesi’ne (UCLA) dava açtı.

İbrahim Hamdi Hacıcaferoğlu | 21-03-2025 - Güncelleme: 21-03-2025

İstanbul

NBC News’ün haberine göre, Filistin destekçisi 30’dan fazla aktivist, Los Angeles Yüksek Mahkemesine sundukları dava dilekçesinde, göstericilerin UCLA’daki protestolar sırasında özgürce toplanma, konuşma ve öğrenme gibi haklarının ihlal edildiği, "hayatlarını değiştiren yaralanmalar" ve travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını beyan etti.

Davacılar ayrıca, Los Angeles Polis Departmanı (LAPD) ve California Otoyol Devriyesi ekiplerinin Filistin’e destek için toplanan göstericilere karşı "aşırı güç kullandığını" ve hukuksuz gözaltı yaptığını öne sürdü.

UCLA kampüsünde 2 Mayıs 2024’te en az 200 göstericinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan baskın sırasında polisin göstericilerin "kafasına plastik mermi sıktığını" belirten davacılar, göstericilerin maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik yaralanmalar için maddi tazminat talep etti.

Davacılar, İsrail yanlısı maskeli grubun 30-Nisan-2024’te göstericilerin bulunduğu kampüsteki çadır alanına saldırarak insanların "kemiklerini kırdığını ve onlara cinsel saldırıda bulunduğunu", polis ve üniversite güvenliğinin ise bu olayları "sadece birkaç metre uzaktan izlediğini" aktardı.

UCLA Rektörlük Ofisi Sözcüsü Stett Holbrook yaptığı açıklamada, üniversitenin dava hakkında bilgilendirildiğini ve "daha fazla bilgi toplamakla" meşgul olduklarını ifade etti.

UCLA'daki olaylar

Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin’e destek gösterileri, ülkede UCLA da dahil 50’den fazla diğer üniversiteye yayılmış, gösterilerde polis, çoğu öğrenci ve fakülte görevlisi 3 bin 100’den fazla kişiyi gözaltına almıştı.

UCLA'da 30-Nisan-2024’te İsrail yanlısı bir grup kesici alet, çekiç ve taşlarla kampüste Filistin’e destek için toplanan öğrencilere saldırmıştı.

Öğrenciler bunun üzerine tepki göstermiş, polis ekiplerine olay sırasında nerede oldukları sorusunu yöneltmişti.

Üniversitede 2 Mayıs 2024’te de özel polis birliklerinin öğrencilere müdahalesinde "kaotik sahneler" yaşanmış en az 200 kişi gözaltına alınmıştı.

https:// www.aa.com.tr/tr/dunya/abdde-filistin-destekcileri- haklarinin-ihlal-edildigi-gerekcesiyle-uclaya-dava- acti/3516608

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Ekrem İmamoğlu’na destek paylaşımı yapan iki yurttaşa tutuklama talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle 2 kişi tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

21-03-2025 17:26

Ekrem İmamoğlu’na destek paylaşımı yapan iki yurttaşa tutuklama talebi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan 2 kişi tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuya ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 106 kişinin “yolsuzluk ve terör” iddialı soruşturmalar kapsamında gözaltına alındığı ifade edilerek, şöyle denildi:

Soruşturmalarla ilgili olarak, sosyal medya platformları üzerinden halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suç işlemeye alenen tahrik suçları ve diğer suç teşkil eden, kamu düzenini ve barışını bozmaya yönelik provokatif ve manipülasyon içeren paylaşımlar yapan hesap sahibi şüpheliler hakkında yapılan soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan 2 şüpheli, savcılık ifadesinin alınmasını müteakip ‘suç işlemeye alenen tahrik’ suçundan tutuklanmaları talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine Sevk edilmiştir.”

https:// yurtsever.org.tr/2025/ekrem-imamogluna-destek- paylasimi-yapan-iki-yurttasa-tutuklama- talebi-544578/

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

5 dakikada şarj olan BYD’nin elektrik motoru da devrimsel!

BYD’nin kısa bir süre önce tanıtılan Han L modeli özellikle 5 dakikada 400 kilometre menziliyle dikkat çekmişti. Ancak bir diğer önemli nokta ise sahip olduğu yüksek devirli motoru.

21-Mart-2025

Teknoloji Editörü: Metin Akpınar

BYD, geçtiğimiz günlerde Han L ve Tang L modelleriyle gündeme gelmişti. 1000V mimari, 10C şarj hızı ve 1000 beygirin üzerinde güç gibi sıradışı özelliklere sahip otomobille uygun fiyatlarıyla dikkat çekmişti. Ayrıca Han L, sadece 5 dakika şarj ile 400 kilometre menzil vadetmesiyle ilgi odağı olmuştu. Ancak biraz arka planda kalan bir konu daha var; sahip oldukları motor.

Motoru da etkileyici

BYD, 1000V şarj sistemi ile birlikte, 30.511 rpm (devir/dakika) hız ve 580 kW (778 Ps) güç üreten, endüstrinin en yüksek performanslı motorlarından birini tanıttı. Bu motor, Xiaomi’nin SU7 Ultra’da modelinde yer alan 27.200 devir/dakika hızına sahip motoru ve Tesla Plaid S’teki 20.000 devir/dakika motorunu geride bırakıyor. BYD, yeni motoru için "Dünyanın ilk seri üretim 30.000 rpm elektrikli tahrik tertibatı" tanımlamasını yapıyor. Ancak olay sadece devir hızında değil.

Yeni motor, N50EH yüksek enerjili mıknatıslarla güçlendirilmiş durumda. Bu sayede manyetik performansı yüzde 18 oranında artırırken, akım kayıplarını yüzde 44 oranında azaltıyor. Ayrıca, 0.2 mm kalınlığında ultra ince silikon çelik levha, demir kayıplarını en aza indiriyor. 10 katmanlı kısa mesafeli bobin tasarımı ise bakır kayıplarını %21 oranında azaltıyor. Ayrıca motorun dinamik denge hassasiyeti, endüstri standardı olan 100 mg yerine yalnızca 50 mg ile kontrol ediliyor. Bu, motorun ne kadar düzgün çalıştığını ve titreşimlerinin ne kadar düşük olduğunu gösteriyor. Ayrıca yeni motor, BYD’nin kendi geliştirdiği 1500V silikon karbür (SiC) güç modülüyle uyumlu çalışıyor ve doğrudan soğutma sıvısı teknolojisiyle ısı dağılımını optimize ediyor.

İlginç bir şekilde bu motor, ilk olarak BYD’nin orta sınıf, aile odaklı sedanı Han L ve SUV modeli Tang L’de kullanılacak. Bu modeller, lüks araçlar olan Yangwang U9 veya U7 yerine, aile kullanımına uygun olarak tasarlanmış araçlar olarak öne çıkıyor. BYD, hız testi videosunda Han L’in 0-100 km/s hızlanmasını sadece 2.7 saniyede gerçekleştirdiğini, 100 km/s’den 200 km/s’ye geçişi ise 4.74 saniyede tamamladığını gösterdi. Tang L ise 100 km/s hızlanmasını 3.6 saniyede, 100 km/s’den 200 km/s’ye geçişi ise 6.19 saniyede yapabiliyor.

Bunlar aile araçları için oldukça etkileyici hız değerleri. Aynı zamanda da biraz riskli de. Zira bu segmentte bu performansa alışık olmayanlar sorunlar yaşayabilir. Xiaomi, en yüksek performanslı sürüş modunun kilidini açmak için bir sürüş denemesi hazırlamıştı. BYD’nin benzer bir adım atıp atmadığı bilinmiyor.

http://dhbr.co/ bYzD

https:// www.donanimhaber.com/5-dakikada-sarj-olan-byd-nin- elektrik-motoru-da-devrimsel--189249

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Son dakika: İstanbul Barosu yöneticilerinin görevine son verildi

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talebiyle açılan davanın ikinci duruşmasında yönetim kurulu üyelerini görevlerine son verilmesine karar verildi.

21-03-2025 19:15

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘terör örgütü propagandası yapma ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla başlatılan yargılama sürecinde İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talebiyle açılan davanın ikinci duruşması görüldü.

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davada karar çıktı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve 10 kişilik yönetimin değiştirilmesi talebiyle açılan davada mahkeme, mevcut başkan ve yönetimin görevden alınmasına ve yeniden seçim yapılmasına karar verdi.

https:// yurtsever.org.tr/2025/kadikoyde-binlerce-kisi- hukuksuzluga-karsi-bir-araya-geldi-544595/

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

MURAT SEVİNÇ: Ekrem İmamoğlu son derece ürkütücü bir adam!

21-03-2025 20:13

Her bakımdan ilginç bir dönemden geçiyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiği ve onunla birlikte çok sayıda üniversite mezununun durup dururken lise mezunu oluverdiği akşam tahammülü güç açıklamalar yapan, ciddi ciddi ‘idari yargı yolları’ndan söz eden, ciddi ciddi “Kararı orası değil, burası almalıydı, burada bir yetki sorunu var” diyebilen CHP’liler ve Özgür Özel, 24 saatte başka siyasetçilere dönüştü. Belki de ilk kez, o yol yordamla varılabilecek bir yer kalmadığını sert biçimde idrak etmişlerdir. Her şerde bir hayır vardır dedikleri bu olsa gerek.

Nasıl ki Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü’yle partisinin lideri olduysa belli ki Özgür Özel’in liderlik sınavı da bu olacak.

Bir yurttaş olarak, sonunda, ana muhalefet partisi genel başkanının en temel anayasal hakları hatırlatmasından memnunum. Kendi kendilerinin hatırlayacağı yoktu, önce İmamoğlu, ardından halk, ayılmalarını sağladı. CHP ve umuyorum diğer muhalefet partileri, çok konuşan birer hukuk bürosu gibi değil, ne dediği belli bir siyasi parti gibi davranmayı sürdürür ve kendi siyasetini belirler. Yeri gelmişken, şu önseçim meselesi çok iyi olmuşa benziyor, herhangi bir önseçimden başka bir şeye dönüştü.

Ekrem İmamoğlu tehlikeli, ürkütücü bir siyasetçi. Demokrasiyi bir teferruat, ya da menzile giden yolda bir durak görenler için. Gerçi muhalifler içinde de sevmeyeni var, olağan şeyler bunlar. Örneğin, çok hırslı olduğunu düşünüp bundan tedirginlik duyanlar, “İkinci… olur” diyenler, çekemeyenler, muhteris hizipçiler vs. Aynı kanıda değilim. Hırslı olduğuna kuşku yok, ancak hırslı olmayan biri o düzeyde siyaset yapamaz. Mesele, muhterisin kifayet sahibi olup olmadığı ve iktidar arzusunun yöneldiği hedefler. Necip Fazıl zihniyetinden büyülenmişlerin ‘bagaj’ıyla İmamoğlu gibi birinin birikimini ve koşullarını karşılaştırmak abes olur.

Bir de seçmen faktörü var kuşkusuz, CHP/solun seçmeni kendi partilerinin siyasetçisini iktidardan daha fazla hırpalar. Bir yaşın altındakiler hatırlamayacaktır, 1990’larda İSKİ’deki bir rüşvet skandalı SHP’yi perişan etmişti. Kuşkusuz farklı bir yerdi burası, rüşvetin vs. nüfusun çoğunluğu tarafından hoş görülmediği tuhaf bir ülkeydi eski Türkiye; ancak yine de iki seçmen kitlesinin eleştirellik seviyesini aynı kefeye koymak akıl kârı değil.

İmamoğlu siyaset için dünyaya gelmişlerden. Benzetmek gibi olmasın, Demirel’i andıran yanları var. Hani Cem Yılmaz’ın şu harika uzaylı filminde, bir yerde başına kadın kuaförlerinde bulunan makinelerden yerleştiriliyor ve süper kahraman özellikleri yükleniyor ya… İşte öyle.

Sanki bir makineye girmiş ve Türkiye siyasetinde popüler olmak için ihtiyaç duyulan her şey yüklenmiş gibi. ‘Her gelin kızın rüyası Zetina dikiş makinası’ figürü. Ya da, Cumhuriyet projesinin örnek ürünlerinden. İslamcılığa varmayan bir dindarlık, ’tadında’ bir solculuk, ’hizmet’ ve ’millet’ kavramlarıyla irtibatlı bir milliyetçilik. Pek çok özelliğiyle (eğitim, aile yapısı, tutum davranış, dünya görüşü, geleneklere yaklaşım vb.) ‘normal’, daha doğru söyleyişle ’sıradan’ biri İmamoğlu. Sade yurttaşa hitap edebilmesinin bir nedeni bu muhtemelen, onlardan, bizden biri oluşu. Belki biraz varlıklı bir versiyon, diyelim. (Bunun üzerine yazalı altı yıl olmuş.)

Bitmez bir enerji, kıvrak zeka, lafı gediğine koyma becerisi. Kendisini geliştirme konusundaki isteği ve emeği ise bilenlerce biliniyor. Malum, ‘Her temas iz bırakır.’ İmamoğlu insanla temas konusunda büyük beceriye sahip. Yalnızca bir kesimle değil, her kesimle hemhal olabiliyor. Öpüyor, sarılıyor, şakalaşıyor; muhtemelen bir Allah’ın kulu bile İmamoğlu’nun bu davranışlarını samimiyetsiz bulmuyor, sahici çünkü.

İmamoğlu ‘muhabbet’ becerisiyle almadı onca oyu. Asıl işini unutmayalım. İBB başkanı. Ben iki şehirde birden yaşıyorum; İstanbul’da İmamoğlu’nun yapıp ettiğiyle bir başka şehri karşılaştırmam. Hakikaten çok iş yaptı ve yapıyor. Son seçimdeki oy farkı bu ’hizmet’in görülmesindendir, kuşkunuz olmasın. Muhitler arasında hiçbir ayrım yapmadan çalıştı. Sayısız tarihi eseri ihya etti, dindar mahalle gençleri Bulgur Palas’a, Feshane’ye gidiyor şimdi ve ’oralı’ biri olarak size o ’temas’ın değerini anlatmam güç. Kent lokantaları, gençler için yaptıkları vs.

Demem o ki İstanbul’da seviliyor İmamoğlu, yapıp ettiği yerini buluyor. Unutmadan, çoğu siyasetçiden farklı olarak parlak bir ‘ekip’ kurdu ve birlikte çalıştığı arkadaşlarını bilinir hale getirdi; bizim siyaset esnafında pek rastlanmayan bir haslet bu.

Ekrem İmamoğlu’nu çokça eleştirmek de mümkün, malzeme sıkıntısı yok. Ancak şimdi devir dayanışma devri. İmamoğlu’yla, onca eleştirdiğim Özgür Özel’le, CHP’yle. İmamoğlu’na haksızlık yapıldı ve yapılıyor. Tanık olduğumuz her ne varsa, yalnızca İmamoğlu ve diğer CHP’lilerle değil, doğrudan doğruya bizim hak ve özgürlüklerimizle ilgili. Yarım yamalak da olsa yurttaş kalabilecek miyiz, ne kadar dertli olursa olsun laik ve demokratik bir cumhuriyetimiz olacak mı? ‘Kurucu parti’ CHP’ye ’kayyım atanma’ ihtimali konuşulurken, parti kongre kararı aldı bugün. Aynı gün İstanbul Barosu yönetimi görevden alındı. İsmail Saymaz hakkında ev hapsi kararı çıktı. Mesele bu. Vardığımız yer burası.

Ezcümle, Ekrem İmamoğlu’nun iktidarı çok rahatsız etmesinde anlaşılmayacak bir taraf yok. Ürkütücü biri zira. Beni ürkütmüyor. İyi bir belediye başkanı, yetenekli bir siyasetçi olduğu kanısındayım. Başarılı olmasını dilerim.

Diploma konusuyla ilgili birkaç gün önceki yazımı şöyle bitirmiştim: “…yurttaşın izzetinefsiyle bu kadar oynamaz, seçmenin tercihini bu denli yok saymazdım.”

https:// www.diken.com.tr/367-kararindan-18-yil-sonra-bir-acayip- diploma-hikayesi/

İsmail Saymaz notu: Sevgili İsmail Saymaz yalnızca iyi bir gazeteci ve yazar değil, aynı zamanda iyi, içten bir insandır. İleri demokratlar tarafından üniversiteden atıldığım günün sabahında, o güne dek bir kez bile karşılaşmadığım İsmail Saymaz telefon edip dayanışma sergilemişti. Böyle jestleri hiç unutmuyor insan. Ev hapsi ve adli kontrolle serbest bırakılmış. İnsanları şuna bile sevinir hale getirdiler. Yine de, geçmiş olsun. Geçecek.

https:// birikimdergisi.com/haftalik/11995/duvar-ve-sisedeki- mesaj

https:// www.diken.com.tr/ekrem-imamoglu-son-derece-urkutucu- bir-adam/? utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ekrem- imamoglu-son-derece-urkutucu-bir-adam

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Trump, 6. nesil savaş uçağı F-47’ye geçeceklerini açıkladı

ABD Başkanı Donald Trump, F-35’le ilgili tartışmalar sürerken, dünyanın ilk 6. nesil savaş uçağı olarak F-47’nin üretimine başlayacaklarını açıkladı.

21-Mart-2025

ABD Başkanı Trump, Oval Ofis’te düzenlediği törende, ülkesinin 6. nesil savaş uçaklarına geçiş planını duyurdu.

Trump, "Talimatımla Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri dünyanın ilk 6. nesil savaş uçağına geçecek ve bu uçak F-47 olarak bilinecek, generaller bu ismi seçti." dedi.

Uçağı Boeing firmasının üreteceğini söyleyen Trump, "F-47 şimdiye kadar yapılmış en gelişmiş, en yetenekli ve en ölümcül uçak olacak. Uçağın deneysel bir versiyonu neredeyse 5 yıldır gizlice uçuyor. Bu uçaklardan oluşan yeni bir filo inşa edilecek ve önümüzdeki birkaç yıl içinde benim yönetimim sırasında havada olacak." diye konuştu.

F-47’nin birçok yeni teknolojiyle uçacağını belirten Trump, "Bu uçak dronlarla uçuyor, çok sayıda dronla uçuyor. Bu yeni bir teknoloji, istediğimiz kadar dron ile uçuyor." ifadelerini kullandı.

https:// www.bloomberght.com/trump-6-nesil-savas-ucagi- f-47ye-gececeklerini-acikladi-3744648

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================