1. Av. Ozan Can Karahan: Peki ya şimdi?
  2. Ginko Kitap, D&R ve İdefix’i boykot etti: “Kitaplarımızı kaldırın”
    1. Bağımsız kitapçılara destek çağrısı
  3. Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi veren kadın öğretmen açığa alındı: “Cansu Karyemez derhal görevine iade edilmelidir”
    1. “ Karar, eşitlik, laiklik, insan hakları ve kadın mücadelesini hedef alıyor”
    2. “ Bir öğretmenen eşitlik dersini vermesi neden cezalandırılmaktadır?​”
  4. Yönetmen İlker Canikligil "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan gözaltına alındı
  5. RTÜK, kurum ile yöneticilerini hedef alan tehdit ve hakaretlere ilişkin suç duyurusunda bulunacak
  6. İstanbul’da gözaltına alınan yüzlerce yurttaşa seri tutuklama kararları
  7. Özel valiye seslendi: Milyonları karşına dikerim
    1. CHP lideri Özgür Özel, özetle şöyle konuştu:
    2. O odunu da, o odunu oraya getiren odunu da Allah’a havale ediyorum
    3. ‘ Biz tutuklamayla azalmayız, çoğalırız’
    4. ‘ Cezaevlerinde yer bırakmamış’
    5. ‘ Kanal D ve CNN Türk bizden uzak olsun’
    6. ‘ Habertürk’le CNN ipin üstünde yürüyorlar’
    7. ‘ Vali duysun…’
    8. ‘ Cumartesi Maltepe’de saat 12:00’de buluşuyoruz’
    9. Özel, İstanbul başsavcısına ‘odun’ dedi
    10. Altıncı Saraçhane mitingi: ‘Yarın akşam büyük kapanışı yapmak üzere’
  8. ABD ve Ukrayna’dan Karadeniz uzlaşısı
  9. 1300 beygirlik Yangwang U7’nin gelişmiş süspansiyonu Kung Fu ustasıyla test edildi
    1. Disus-Z ile gelişmiş yol tutuş



🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Av. Ozan Can Karahan: Peki ya şimdi?

av.ozancankarahan@gmail.com

25-03-2025 06:00

8 Haziran 2019 tarihli Gazeteduvar röportajında Özgür Özel “farklı siyasi partilerden aktörlerin bulunduğu, hiç tanımadığımız aktörlerin olduğu çok ciddi bir vesayet odağının varlığına ve bunun partiler üstü hatta birden çok partiyi kontrol eder bir şekilde Türkiye üzerinde vesayet kurduğuna inanıyorum. Türkiye siyasetini ne Bahçeli ne de Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor; onların içinde aktör oldukları ancak senaryosu bir başka yerden yazılan daha derin ve daha güçlü bir akıl yönetiyor.” demişti.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası 2016’da KHK’larla kurulan ve 2017 Referandumu ile Anayasanın fiili duruma uydurulmasıyla yasal hale gelen yeni rejim tamamen kuvvetler birliğine dayalı bir mutlakiyet idaresi. Kimileri buna İkinci Cumhuriyet adını veriyor ve sahte demokrasi görselinin ardına saklanıyor. Esasında cumhuriyet böyle bir rejim değil. Bize yaşatılan despotizmi yıkarak kurulan, bugünlerin tam tersi bir rejim.

Sahte demokrasi görüntüsünü oluşturan CHP ve yanında bulunan rengarenk partiler ile Kürtler. CHP’liye umut, Kürtlere ise bir kısım hareket özgürlüğü verildiğinde ülke uzaktan demokrat görünüyor. Kan ter ve gözyaşının eksik olmadığı coğrafyamızda ve kılıçların çekildiği bugünün dünyasında Türk halkının gerçekte ne yaşadığı açıkçası kimsenin umurunda değil. 5 yılda bir umut satıp yoluna bakanlar “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” vecizesini çoktan unutmuş, uluslararası düzenden ve Avrupa Parlamentosu’ndan medet umuyor. Halbuki Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle dünya bir anda Stalin’in “Papa’nın kaç tümeni var” dediği güne döndü.

Görevdeki tüm kamu görevlilerinin tamamına yakını AKP iktidara geldikten sonra devlet memuru oldu. Hâkim/Savcılar ile Polis/Askerin dörtte üçü 2016’da başlayan 2. Cumhuriyetten sonra göreve başladı. İktidar cenahından olmayanlar devleti ve devletin her görevlisini doğal olarak tarafsız ve kendisi gibi görmeye meyilli. Ancak bu insanların çoğu esasında bizi kendinden görmüyor ve bilhassa bize her anlamda yabancı.

85 milyonluk koca ülkemizde birbirine asla karışmayan birkaç farklı temel mahalle var ve kamu görevlerinin ezici çoğunluğu aynı mahalleden alınıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yepyeni bir kamu düzeni kuruldu ve kamu personeli oluşturuldu. İddia edildiği gibi ülkenin yarısı olmasa da takriben beşte ikisini birleştirmiş bir devlet ve gerçek milletin sadece kendileri olduğuna inanan milyonlardan bahsediyoruz. Erdoğan ve Bahçeli sadece görünen yüz. Darbeden sonra bizlere okulda öğretilmeyen yepyeni bir devlet kuruldu ve biz bu devletin halkı değil, vergi veren köleleriyiz.

Özgür Özel bugünlerin gelebileceğini öngördüğü için AKP ile normalleşme sürecini yürüttü. Bu süreçte kliklerin savaşında kazanan despotizmden yana olan devlet aklı oldu. Siyasetçi, iş adamı veya menajer yarının Türkiye’si için tehlike oluşturan her kim varsa tüm ekibiyle birlikte tasfiye ediliyor. Öyle görünüyor ki Cumhuriyet Gazetesi operasyonunun aynısı CHP’ye de yapılacak.

Tehlike arz edenler tasfiye edilip yerine makbul rakipler geçecek. İktidar karşıtı görünen ve işi yolunda giden siyasette ve medyada kim varsa makbul olduğu için orada. TRT Kürdi buna güzel bir örnek. Kürtçe kanal mı istiyorsun, al sana Kürtçe kanal. İktidar eleştirisi mi dinleyeceksin, al sana A B C kanallarında sabah akşam bağıran, hitabeti kuvvetli, hoş görünümlü gazeteciler. Miting yapasın mı geldi, al sana denizden doldurma kocaman bir alan. Sen yeter ki stresini at, öfken bana yönelmesin, evine rahatlamış olarak dön ve uslu bir vergi veren olmaya devam et. Nasıl olsa 5 yılda bir sandık kurulduğunda devletin sonsuz kaynağı ile yeteri kadar insanı birkaç aylığına mutlu eder ve %50+1 ile yoluma devam ederim.

https://12punto.com.tr/ yazarlar/ozan-can-karahan/peki-ya-simdi-79168

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Ginko Kitap, D&R ve İdefix’i boykot etti: “Kitaplarımızı kaldırın”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıkladığı boykot listesinin ardından Ginko Kitap, kitaplarının D&R ve İdefix’in satış sitelerinden ve mağazalarından kaldırılmasını talep etti. Yayıncı, kitaplarının bu platformlardan kaldırılmasını talep ederken, okurlara da büyük satış mecralarından alışveriş yapmamaları için çağrıda bulundu.

Ginko Kitap tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de adaletin zedelendiği, halk iradesinin hiçe sayıldığı, demokratik hakların ayaklar altına alındığı ve basına yönelik baskının arttığı vurgulandı. Bu süreçte dayanışmayı büyütmenin zorunluluk olduğu belirtilerek, "İktidara geri adım attırmanın en önemli yolunun emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullanmaktan, güçlü bir genel grev ve direniş örgütlenmesinden geçtiğini biliyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Bağımsız kitapçılara destek çağrısı

Ginko Kitap, kitaplarının D&R ve İdefix’in satış sitelerinden ve mağazalarından kaldırılmasını talep etti. Açıklamada, yazarlar, çevirmenler, editörler ve okurların bu karara sahip çıkacağına olan inanç dile getirilerek, "Bu süreçte tüm okurlarımızın kitaplarımızı kendi satış sitemiz üzerinden ve bağımsız kitapçılardan edinmeleri dayanışmayı büyütecektir" denildi.

Kitaplarımızın D&R, İdefix satış sitelerinden kaldırılmasını ve mağazalarında satışının durdurulmasını talep ediyoruz. Okurlarımızdan da bu mecralardan kitap almamalarını rica ediyoruz.

https:// pbs.twimg.com/media/Gm4-aKGWkAAzR8-? format=jpg&name=900x900

https:// x.com/ginko_kitap/status/1904528490638049549? ref_src=twsrc%5Etfw%7Ctwcamp%5Etweetembed%7Ctwterm%5E1904528490638049549%7Ctwgr%5E1ae33a4a13c04230e188f91df7ca09cd23b7eab2%7Ctwcon%5Es1_c10&ref_url=https%3A%2F%2Fwww.evrensel.net%2Fhaber%2F547905%2Fginko- kitap-d-amp-r-ve-idefixi-boykot-etti-kitaplarimizi- kaldirin

https:// www.evrensel.net/haber/547905/ginko-kitap-d-amp-r-ve- idefixi-boykot-etti-kitaplarimizi-kaldirin? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi veren kadın öğretmen açığa alındı: “Cansu Karyemez derhal görevine iade edilmelidir”

8 Mart’ta cinsiyet eşitliği dersi veren Eğitim Sen 3 Nolu Şube Kadın Sekreteri Cansu Karyemez’in açığa alınmasına tepki gösteren Eğitim Sen İstanbul şubeleri, Karyemez’in görevine iadesini talep etti.

Alper Kaya

İstanbul – 8 Mart’ta toplumsal cinsiyet eşitliği veren İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu Şube Kadın Sekreteri Cansu Karyemez Sarıyer İlçe Kaymakamlığı oluruyla 11-Mart-2025 tarihinde süresiz olarak açığa alındı ve bugüne kadar soruşturma başlatılmadı.

Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu Şube “Toplumsal cinsiyet eşitliği suç değil, Anayasal bir haktır. Cansu Karyemez derhal görevine iade edilmelidir” diye tepki gösterdi

Eğitim Sen’in 8 Mart etkinlikleri kapsamında yıllardır olduğu gibi bir ders saatinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi” yapılacağı, okullarda kara tahtaların mora boyanacağı ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılacağının duyurulduğu belirtilen açıklamada; “Ancak, özelde İstanbul Valiliği ile birlikte yandaş sendikaların ve tarikatların baskısıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, sendikamızın toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesindeki yaklaşımına yönelik bilimsel gerçeklerden uzak, tamamen; iktidarın siyasal-ideolojik çizgisini yansıtan asılsız suçlamaları ve bu etkinliğe katılan öğretmenlerin eylemini kriminalize eden tehditkâr açıklamasından sonra İstanbul’da görev yapan, aynı zamanda İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu şubemiz kadın sekreteri Cansu Karyemez, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Farkındalık Dersi”ni verdiği gerekçesiyle, 24 saat bile geçmeden Sarıyer İlçe Kaymakamlığı oluruyla 11-Mart-2025 tarihinde süresiz olarak açığa alınmıştır ve bugüne kadar soruşturma hala başlatılmamıştır” denildi.

Karar, eşitlik, laiklik, insan hakları ve kadın mücadelesini hedef alıyor”

Bu kararın, yalnızca bir öğretmeni değil; eşitlik, laiklik, insan hakları ve kadın mücadelesini hedef aldığına işaret edilen açıklamada şöyle denildi; “Milli Eğitim Bakanlığı ( MEB), 2014-2016 yılları arasında “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”ni (ETCEP) yürütmüş ve bu projeyle okullarda kız ve erkek çocukları için eşitliğin ve eğitim sisteminde cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın teşvik edilmesini amaçlamıştır. Projenin amacı, okullarda kız ve erkek çocukları için eşitliğin ve eğitim sisteminde cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın teşvik edilmesi olarak açıklanmışken, 10-Mart-2025 tarihinde Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri yapacağını duyurması üzerine, MEB müfredat dışında ders yapılamayacağını belirterek, bu tür uygulamalara karşı adli ve idari süreçlerin başlatılacağını ifade etmiştir.”

Bir öğretmenen eşitlik dersini vermesi neden cezalandırılmaktadır?​”

Kararda açık bir çifte standartın söz konusu olduğunun altı çizilen açıklamada; “Aynı Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır yürüttüğü projelerde ve resmi belgelerinde “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramını kullanmakta; okullarda bu konuda duyarlılık geliştirilmesini teşvik etmektedir. Bakanlığın kendi stratejik belgelerinde yer alan toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin hedefler, öğretmenlere bu alanda eğitimler verilmesini de içermektedir. O halde bir öğretmenin sendikal etkinlik kapsamında, bilimsel ve pedagojik temellere dayalı bir eşitlik dersini vermesi neden cezalandırılmaktadır” diye sordu.

Örgütlü kadın mücadelesine, laik ve bilimsel eğitime yöneltilmiş saldırıdır”

Bu sorunun yanıtının, eğitimin gittikçe daha fazla siyasal baskı altına alınmasında, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin hedef haline getirilmesinde ve sendikal faaliyetlerin kriminalize edilmesinde yattığı vurgulanan açıklamada; “Üyemiz Cansu Karyemez’in açığa alınması, yalnızca bir sendika üyesine yönelik idari bir işlem değil, aynı zamanda örgütlü kadın mücadelesine, laik ve bilimsel eğitime yöneltilmiş açık bir saldırıdır. Bu keyfi ve siyasi kararın arkasında, toplumu ve eğitim sistemini cinsiyetçi ve ataerkil bir anlayışla yeniden şekillendirmek isteyen otoriter zihniyet vardır” denildi.

"Arkadaşımız derhal görevine iade edilmelidir"

Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi;

Buradan açıkça ilan ediyoruz:

Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak suç değildir!

Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak çağdaş eğitimin ve toplumun gereğidir ve sorumluluğumuzdur!

Sendikal faaliyetlerimizi hedef alan bu hukuksuzluğun karşısında susmayacağız!

İstanbul Eğitim Sen 3 Nolu şube kadın sekreterimiz Cansu Karyemez yalnız değildir, hepimiz onunla birlikteyiz!

Cansu Karyemez’in yanındayız, bu hukuksuzluğun takipçisiyiz!

Taleplerimiz nettir:

Arkadaşımız derhal görevine iade edilmelidir!

Eğitimde eşitlik ilkesine yönelik tüm baskılara son verilmelidir!

Sendikal hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar durdurulmalıdır!”

Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.

Cinsiyet eşitliği ve özgürlüğünü hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnecektir” (Evrensel)

https:// www.evrensel.net/haber/547915/toplumsal-cinsiyet- esitligi-dersi-veren-kadin-ogretmen-aciga-alindi-cansu- karyemez-derhal-gorevine-iade-edilmelidir? utm_source=rss_feed&utm_medium=rss&utm_campaign=rss_syndication

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Yönetmen İlker Canikligil "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan gözaltına alındı

Yönetmen İlker Canikligil, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlara ilişkin "suç işlemeye alenen tahrik" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.

Zeynep Yeşildal | 25-03-2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, YouTube’da yayınladığı videoda alt sınıf olarak adlandırdığı bir kesime karşı "order 66" (toplu katliam) uygulaması çağrısında bulunan ve sosyal medya hesabından "Dostlarım bu adamlara boş yere laf anlatmaya çalışmayın. Siyasal İslam yok sayılmalı ve peyderpey yok edilmeli. Ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bu kadar." şeklinde paylaşım yapan Canikligil için harekete geçti.

Hakkında "suç işlemeye alenen tahrik" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlarından resen soruşturma başlatılan şüpheli, polis ekiplerince gözaltına alındı.

https://www.aa.com.tr/tr/ gundem/yonetmen-ilker-canikligil-halki-kin-ve- dusmanliga-alenen-tahrik-sucundan-gozaltina- alindi/3519787

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

RTÜK, kurum ile yöneticilerini hedef alan tehdit ve hakaretlere ilişkin suç duyurusunda bulunacak

RTÜK Başkanı Şahin, RTÜK'ün tehditlerden korkarak kendi sorumluluklarıyla ilgili iş ve işlemlerden geri adım atmayacağını belirterek, kurum ile yöneticilere yönelik tehdit ve hakaretlere ilişkin suç duyurusunda bulunulacağını bildirdi.

İsmet Karakaş | 25-03-2025

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, günlerdir millete ve gençlere yönelik "sokağa inin" çağrılarını bazı kanalların "hiçbir kural kaide tanımadan" yaptığını belirterek, söz konusu yayınları "büyük bir sabırla ve ilk Üst Kurul toplantısı için gerekli hazırlıkları yaparak" takip ettiklerini aktardı.

Sokağa inen bazı kişilerin "sözde demokratik hak maskesi altında" kimi yayınlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rahmetli annesine ahlaksızca küfür ettiğini anımsatan Şahin, tarihi camilere zarar verildiğini, polise asitli madde fırlatıldığını, provokasyon içerikli onlarca pankart açıldığını kaydetti.

Şahin, söz konusu eylemlerde onlarca esnafın zarar gördüğünü, Türkiye’nin en kıymetli markalarına haksız şekilde boykot savaşları açıldığını belirterek, "Bir yandan ekranlarda çocuklara verilen pamuk şekerlerle ilgili dahi dezenformasyon yapılırken, bazı kanallar kent lokantalarının kapatıldığını da içeren birçok yalanı pervasızca yayınlamaktan çekinmemiştir." ifadelerini kullandı.

RTÜK'ün Anayasal bir kurum olarak kendi görev sınırları içinde denetleme faaliyetlerini sürdürmek zorunda olduğuna işaret eden Şahin, "Fakat dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde ana muhalefet partileri de kendi sorumluluk sınırları içinde ve ülke yararına çalışmaktadır. Belirtmek gerekir ki muhalefetin her fırsatta övdüğü ülkelerde 'Devletin anayasal kurumlarını tehdit eden' bir muhalefet liderine şimdiye kadar rastlanmamıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Şahin, muhalefetin, Türkiye‘yi şikayet ederek zor durumda bırakmayı hedefleyen açıklamalarda bulunduğunu anımsatarak, "Bazı ülkelerin basın kuruluşlarında da öncelikle ’kendi devletlerinin menfaatlerini düşünmek’ konusunda yerleşmiş bir gelenek vardır. Bir ülkenin ana muhalefet partisi yetkililerinden beklenen de en azından bu hassasiyeti göstermesidir." ifadelerini kullandı.

RTÜK'ün de söz konusu süreçte tehditlere maruz kaldığını, bunun suç olduğunu, kuruma yapılan tehdit ve hakaretlere ilişkin suç duyurusunda bulunulacağını bildiren Şahin, şunları kaydetti:

"Bu kapsamda 'Sakın ha, bu kanallara dokunmaya kalkmayın. Alnınızı karışlarız.' şeklindeki tehditler, öncelikle Devletin Anayasal bir kurumu olan RTÜK'e karşı işlenmiş bir suçtur. Öte yandan RTÜK bu tehditlerden korkarak kendi sorumlulukları ile ilgili iş ve işlemlerde asla geri adım atmayacak, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da işini şevkle yapacaktır. Bilinmelidir ki hangi kanal olursa olsun 'kimin canının içi, kimin kahramanı, kimin gözdesi olursa olsun' hukuksuzluk yapıyorsa, yasa tanımaz davranıyor, devlet kurumlarına ve çalışanlarına sansür uyguluyorsa, manipülatif görüntü ve haberleri yayınlamak konusunda tüm uyarıları hiçe sayıyorsa ve halkın haber alma özgürlüğünü engelliyorsa gereken idari yaptırımlar yasalar kapsamında en üst sınırdan uygulanacaktır.

Ayrıca kurumumuza ve yöneticilerimize yapılan tüm tehdit ve hakaretlerle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır."

https://www.aa.com.tr/tr/ gundem/rtuk-kurum-ile-yoneticilerini-hedef-alan-tehdit- ve-hakaretlere-iliskin-suc-duyurusunda-bulunacak/3519841

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

İstanbul’da gözaltına alınan yüzlerce yurttaşa seri tutuklama kararları

İstanbul’daki eylemlere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklama istemiyle hakimliğe sevk edilen, aralarında üniversite öğrencilerinin ve eylemleri izleyen gazetecilerin de olduğu 206 kişi hakkında kararlar açıklanıyor... İstanbul Adliyesi’ndeki hakimlikler, 7 gazeteci dahil yüzden fazla yurttaşın tutuklanması yönünde karar verdi.

25-03-2025

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil 48 kişinin tutuklansına tepki olarak 19 Mart günü başlayan protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan, aralarında üniversite öğrencileri, siyasi parti temsilcileri ve gazetecilerin de olduğu 206 kişi, tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliklerine sevk edilmişti.

Ev baskınlarında 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettikleri iddiasıyla gözaltına alınanlar arasında TKH SOL Parti ve TKP üyeleri de bulunduğu yurttaşlar onar kişilik gruplar halinde sulh ceza hakimliklerine çıkarıldı.

Sabah saatlerinde dün gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nden “adli kontrolle serbest kalacağı” öğrenilmişti.

Ancak karar değiştirilerek gözaltındakilerin hepsi tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Şu ana kadar TKH üyeleri için iki tutuklama bir ev hapsi kararı verilirken, Sol Parti’nin üç, TKP’nin 6, EMEP’in bir üyesi hakkında tutuklama kararı verildi. Gazeteciler AFP muhabiri Yasin Akgül, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, NOW Haber muhabiri Ali Onur Tosun, Zeynep Kuray, Hayri Tunç, Gökhan Kam ve Bülent Kılıç’ın aralarında bulunduğu 140 kişiye tutuklama kararı verildiği öğrenildi.

Hakimliklerdeki sorgular devam ediyor.

https:// yurtsever.org.tr/2025/istanbulda-gozaltina-alinan- yuzlerce-yurttasa-seri-tutuklama-kararlari-544916/

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

Özel valiye seslendi: Milyonları karşına dikerim

25-03-2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı soruşturmaları protesto amacıyla Saraçhane’de yedinci miting düzenlendi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı soruşturmalarda gözaltına alınan 106 kişiden 51’i tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Murat Çalık da var. Üç isim de görevden uzaklaştırıldı. Ayrıca Şişli Belediyesi’ne kayyım atandı.

CHP gözaltıların başladığı 19 Mart’tan bu yana İBB binasının da bulunduğu Saraçhane’de mitingler düzenliyordu. Bu akşam 7’nci miting yapıldı.

CHP lideri Özgür Özel, özetle şöyle konuştu:

Ey Erdoğan, şu kadar cesaretin varsa İmamoğlu’nun davasını TRT’den yayınla

Buradan açıkça sesleniyoruz, ey (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan eğer şu kadarcık cesaretin varsa Ekrem İmamoğlu’na kurduğun kumpas davaları görüldüğü sırada savcının sorularını ve Ekrem başkanın cevaplarını TRT’den yayınla.

O odunu da, o odunu oraya getiren odunu da Allah’a havale ediyorum

Ekrem başkana sorulan sorularda ne bir kanıt ne bir şahit ne ortaya konmuş somut bir delil vardır. Adını sadece savcının bildiği, kimsenin görmediği bilmediği, adına gizli tanık dedikleri iftiracı müptezellerin ifadelerinden başka hiçbir şey yoktur. Bu gizli tanıklara, kod isimler vermişler, adı Ladin, adı Meşe, adı Çınar, bu isimleri size kim koydu yahu? Hangi odun koydu? O odunu da, o odunu oraya getiren odunu da Allah’a havale ediyorum.

Biz tutuklamayla azalmayız, çoğalırız’

Dün söz verip de gaz sıktıran valinin yarattığı kargaşada bir sürü insanı topladılar. Bakın tam 11 gazeteciyi gözaltına aldılar, bunlardan sekizini tutukladılar. Bugün, geçen gün otobüste benden önce konuşan genç kardeşim Selinay Uzunkel’i ve Ekrem başkanın otobüsünün peşinden “Her şey çok güzel olacak” diyen Berkay Gezgin’i tutukladılar. Gözaltıların tutuklamaların takibinde olacağız. Tayyip bey şunu bilsin ki biz tutuklamayla gözaltıyla azalmayız, çoğalırız, çoğalırız, çoğalırız.

Cezaevlerinde yer bırakmamış’

İki haberim var, bir tanesi utanç verici bir haber. Bizim gözaltına alınan gazeteci arkadaşlarımızı adliyeden cezaevine değil, emniyete geri götürdüler, çünkü İstanbul hapishanelerinde yerleştirecek yer kalmadı. Civar illere nakil planlanıyor. Bir iktidar düşünün ki dünyanın en tanınmış metropolünde öğrencileri, gazetecileri, demokrasi isteyenleri içeri ata ata cezaevlerinde yer bırakmamış. Yazıklar olsun böyle rejime… Söz veriyorum, er ya da geç, birkaç ay, bilemedin gelecek yıl, bu düzeni değiştireceğiz… (Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre İstanbul başsavcılığının konuyla ilgili açıklaması şöyle: “… gözaltına alınıp tutuklanan şahıslarla ilgili olarak ceza infaz kurumlarında yer kalmadığı, tutuklananların emniyet birimlerinde bekletildiği yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.”)

Kanal D ve CNN Türk bizden uzak olsun’

Dün hep beraber konuşmuştuk, televizyonlardan bizi gören var bizi görmeyen var. Bizi göreni göreceğiz, bizi görmeyeni yerin dibine gömeğiz. Bunu dedikten sonra, bu meydandan görüntü geçmeler, ekranı yarıya bölmeler, bugünkü yayını canlı yayınlamaya başlayanlar arttı. Akıllananlar var, akıllanmayanlar var. Önce kimlere boykot yapıyoruz, onları söyleyeyim. Hepimizin vergileriyle ayakta duran, İktidara yalakalık yapan TRT’ye yazıklar olsun. Emekçilerini sayıp seviyoruz, ama yöneticilerin yaptıklarından dolayı TRT’nin düğmesini tamamen kapatıyoruz. Kanal D, CNN Türk, işi gücü bırakmışlar, İstanbul’un güzel insanlarının iradesine kafa tutup bir tek adama tek başlarına destek atmak için ne gazetecilik yapıyorlar, ne televizyonculuk. Kanal D ve CNN Türk bizden uzak olsun. Bu arada TRT 1’i, A Haber’i, TGRT’Yİ, İhlas’ı görüp duyan, bunlardan bir şey satın alan bizden değildir. İhlas haber ajansı, Demirören Haber Ajansı, bunlara abone olan belediye başkanlarını uyarıyorum. Bunlardan hizmet alan, demokratik bir Türkiye isteyen şirketleri uyarıyorum. Bunlardan uzak durun, bunları yakın yere koymayın. Dün akşam arkadaşlarla konuştuk. Kahve içelim ama Espressolab’in önünden geçmeyelim. Kitap almak için D&R’a uğramayacağız, dün sitesi çökmüş. Sattığı kitabın parasını Tayyip Erdoğan’a yollayan idefix.com bizim için kapanmıştır. Bolu’daki yangından sonra istifa etmeyen bakanın ETS Tur’unu yerin dibine batırın. Milli Piyango’dan, misli.com, iddaa.com, bu sitelerin asla yanına yanaşmayın.

Habertürk’le CNN ipin üstünde yürüyorlar’

Gençler kafayı takmış, Ülker boykot diye bağırıyor. Kesin geçmişte çok günahı var bunun. Arkadaşlar dün akşam, evveli akşamki uyarıdan sonra Habertürk’le CNN Türk ipin üstünde yürüyorlar. Bu tarafa gitseler boykot olacak, bu tarafa gitse kurtulacak. Bugün grubu vermişler, dün akşam buradan görüntüler vermişler. İyi hal durumundan izlemede tutuyoruz. Bütünlemeye kaldılar, bir fırsat veriyoruz. Yarın akşama bakacağız. Sınıfı geçen biri var. İstiklal’de dedim, Demirören AVM var, bu Demirören, her türlü kötülük her türlü yanlış onda. Ama Demirören AVM’yi başları satın almış İstiklal’de. Bizi aradılar, boykotu kaldır dediler. Ben de dedim, o zaman sen de tabelayı kaldır. Bugün akşam üstü vidaları takmışlar, İstiklal AVM yapmışlar…

Vali duysun…’

Şimdi yarından itibaren, vali duysun, Saraçhane’deki akşam toplantılarını bir başka formata çekeceğiz. Ama bugün gaz atarsan, bir tane gencin canını yakarsan, bu yüz binleri milyonlar yapıp yarın akşam karşına dikeceğim, bunu da bil.

Cumartesi Maltepe’de saat 12:00’de buluşuyoruz’

Şimdi bu kez tarihin en büyük açık hava açık oylamasını gerçekleştireceğiz. Cumartesi günü, İstanbul’un bir büyük meydanında Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmak için, belediye başkanlarımızın tutukluluğuna itiraz etmek için, canlı yayında yargılamalar talep etmek, erken seçim istemek için bir büyük mitinge var mısınız? Şimdi soruyorum, Maltepe diyenler el kaldırsın.. Maltepe olmaz başka yer diyenler el kaldırsın… Yüzde 80 oyla Maltepeciler kazandı, Yenikapıcılar kaybetti. Maltepe iyi olmuştur, buralar mitinge çok geldi, Anadolu Yakası mahsur kaldı, Anadolu Yakası’na gidiyoruz, Ekrem başkana sahip çıkıyoruz. Cumartesi Maltepe saat 12:00 uygun mu? Değerli vatandaşlarımız, biz Saraçhane’de yaklaşık 300 bin kişiyle yaptığımız açık oylama, açık seçim sonuçlarına göre, cumartesi Maltepe’de saat 12’de buluşuyoruz.

Özel, İstanbul başsavcısına ‘odun’ dedi

https://www.diken.com.tr/ ozel-istanbul-bassavcisina-odun-dedi/

Altıncı Saraçhane mitingi: ‘Yarın akşam büyük kapanışı yapmak üzere’

https://www.diken.com.tr/ altinci-sarachane-mitingi-yarin-aksam-buyuk-kapanisi- yapmak-uzere/

https:// www.diken.com.tr/ozel-valiye-seslendi-milyonlari- karsina-dikerim/? utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ozel- valiye-seslendi-milyonlari-karsina-dikerim

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

ABD ve Ukrayna’dan Karadeniz uzlaşısı

Beyaz Saray, Riyad’daki ABD-Ukrayna görüşmelerine ilişkin açıklamasında, ABD ile Ukrayna’nın "Karadeniz’de güvenli seyrüseferin sağlanması" konusunda mutabık olduklarını bildirdi.

25-Mart-2025

Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, Riyad’da 23-25 Mart tarihleri arasında ABD ve Ukrayna teknik heyetleri arasında Karadeniz’deki duruma ilişkin müzakerelerin sonuçları paylaşıldı.

Açıklamaya göre ABD ile Ukrayna, Karadeniz’de güvenli seyrüseferin sağlanması, güç kullanımının ortadan kaldırılması ve ticari gemilerin askeri amaçlarla kullanılmasının önlenmesi konularında mutabık kaldı.

İki ülke, savaş esirlerinin takası, sivil tutukluların serbest bırakılması ve zorla kaçırılan Ukraynalı çocukların geri dönüşü konularında da ortak çalışma iradelerini ortaya koydu.

ABD ve Ukrayna teknik heyetleri ayrıca, Rusya ve Ukrayna’nın enerji tesislerine yönelik saldırıların yasaklanmasına ilişkin mutabakatının uygulanması hususunda mutabık kaldılar.

"Enerji ve denizcilik anlaşmalarının uygulanmasını desteklemek amacıyla üçüncü ülkelerin iyi niyetli yaklaşımları memnuniyetle karşılanmaktadır." denilen açıklamada, ABD ile Ukrayna’nın, "kalıcı ve sürekli bir barışın sağlanması" için çalışmaya devam edeceği vurgusu da yapıldı.

https:// www.bloomberght.com/abd-ve-ukrayna-dan-karadeniz- uzlasisi-3744865

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================

1300 beygirlik Yangwang U7’nin gelişmiş süspansiyonu Kung Fu ustasıyla test edildi

BYD, yakında tanıtacağı elektrikli lüks sedanı Yangwang U7’nin süspansiyon yeteneklerini gösteren bir video yayınladı. 1300 beygirlik lüks sedan neler sunacak?

25-Mart-2025

Haber Editörü: Deniz Çakmak

BYD, 27 Mart tanıtacağı lüks sedanı Yangwang U7’nin süspansiyon yeteneklerini gösteren bir video yayınladı. Otomobilin tavanında, tek ayak üzerinde sabit duran Wing Chun ustasıyla tümseklerin üzerinden geçen aracın gelişmiş süspansiyon sistemi gözler önüne serildi.

BYD'nin premium markası olan Yangwang, "suda yüzen" U8 SUV ve "dans eden süper otomobil" U9’dan sonra üçüncü otomobili U7’yi piyasaya sürmeyi planlıyor.

Yangwang U7 sedan, yaklaşık 5,3 metre uzunluğunda, 4 kapılı, 5 koltuklu bir araç olacak. Otomobil, 956 kW (1.282 beygir) güç ve 1.584 Nm tork üretebilen dört motoruyla dikkat çekiyor. 135,5 kWh kapasiteli ve 800V mimarili batarya paketiyle gelecek olan araç, maksimum 500 kW hızında şarj olabiliyor ve 10 dakikada 300 km menzil elde edebiliyor. Aracın menzili ise 720 km.

Disus-Z ile gelişmiş yol tutuş

Disus-Z isimli gelişmiş süspansiyon sistemiyle donatılan otomobil, farklı yüksekliklerdeki tümsekler üzerinden 15 km/s hızla geçerken neredeyse hiç sarsılmıyor. Şirket, elektromanyetik olarak kontrol edilen Disus-Z'nin yol koşullarına göre kendini 10 ms gibi kısa bir sürede otomatik olarak ayarlayabildiğini söylüyor.

BYD, sistemin hiper otomobil ve lüks otomobil üreticilerinin şu anda tercih ettiği manyetik ve havalı süspansiyonların ötesine geçerek "düz viraj alma ve devrilme direnci ile dönüş, frenleme ve hızlanma sırasında en üst düzey denge sunduğunu belirtiyor.

https://youtu.be/ LuSinzq1PfQ

BYD'nin Nisan 2023’te tanıttığı Disus süspansiyon sisteminin üç farklı versiyonu bulunuyor:

Disus-A: Çeşitli sürüş koşullarına daha iyi uyum sağlamak için sürüş yüksekliğini ve sertliğini dinamik olarak ayarlamak için havalı süspansiyonu kullanıyor.

Disus-C: Sürüş konforunu ve yol tutuş dengesini iyileştirmek için ayarlanabilir amortisörler kullanıyor.

Disus-P: Özellikle dinamik sürüş senaryoları sırasında dengeyi korumak için gövde hareketlerini aktif olarak kontrol eden hidrolik mekanizmalar kullanıyor.

Disus-Z: Disus ailesinin en yeni üyesi olan Disus-Z, ilk olarak Yangwang U7’de kullanılacak.

27 Mart’ta tanıtılacak olan Yangwang U7’nin fiyatı henüz belli değil. Ancak BYD, otomobili "milyon yuan" sınıfı bir araç olarak nitelendiriyor. Bu da 138.000 dolar fiyat demek. Fakat lansman fiyatının bundan daha düşük olması bekleniyor.

Kaynakça

https:// carnewschina.com/2025/03/25/byd-demonstrates-1300-hp- yangwang-u7s-suspension-stability-with-kung-fu-stunt- ahead-of-march-27-launch/

https:// www.goauto.com.au/news/byd/yangwang/yangwang-u7-features-hi- tech-disus-z-suspension/2025- 01-28-9556 3.html


https:// www.donanimhaber.com/yangwang-u7-nin-suspansiyonu-kung- fu-ustasiyla-test-edildi--189407

🇹🇷    ↑↑↑    ↓↓↓

=======================